3. Kasabalar
Kasabalar, çevresindeki köylere nazaran idari ve ekonomik bakımdan üstünlüğü olan, iktisadi faaliyetleri tarım ve hayvancılığın yanı sıra küçük çapta ticaret ve sanayi mallan üretimine de dayanan merkezlerdir. Bunların bazıları geçmişte önemli birer şehir olup, zamanla muhtelif sebeplerden dolayı eski önemini yitirmiş olan yerlerdir. Dolayısıyla, kasabalar genellikle birkaç mahalleden oluşan ve şehirlere nisbetle küçük olan yerleşim birimleri olarak da tanımlanabilir.
17. yüzyılda Haleb eyaleti dahilinde çok sayıda kasaba yer almakta olup bunlar; Bab, Belen, Cebbul, Cisr-i Şuğur, Deyrguş (=Dergüş), Eriha, Harim, İdlibü's-Suğra, Ma'arretü'l-Mısrin, Ma'anetü'n-Nu'ınan, Sermin, Şeyhü'l-Hadid ve Tizin adlı kasabalardı. Bunların 17. yüzyıldaki yerleşim durumları aşağıda ayrı başlıklar altında incelenecektir.
3.1. Bab Kasabası
Haleb kazasına tabi Bab nahiyesinin kasabası olan ve Haleb şehrinin doğusunda yer alan Nefs-i Bab'ın 1678'de Vüstaniyye, Şimaliyye, Garbiyye, Fakus, Muhtesib, Savafin ve Şarkiyye olmak üzere 7 mahallesi vardı. Bu mahallelerde, 364'ü reaya ve 2'si askeri ve imam olmak üzere, toplam olarak 366 nefer yetişkin Müslüman erkek nüfusu yaşıyordu. Bab kasabasının en büyük mahallesi olan Vüstaniyye'de 115 nefer reaya, 1 nefer askeri ve 1 nefer de imam bulunuyordu. Diğer mahallelerden Şimaliyye'de 75, Savafin'de 61, Muhtesib'de 53, Garbiye'de 30, Fakus'ta 25, Şarkiyye'de ise 5 nefer yetişkin erkek nüfusu yer almaktaydı.
Bab kasabasının 16. yüzyılın başlarında 6, 1526'dan itibaren de 7 mahallesi bulunmaktaydı. Mahalle adlarına bakıldığında, 17. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir değişikliğin olmadığı görülmektedir. Sadece Vüstaniyye'nin 16. yüzyılda yine aynı anlamı taşıyan "Evsat" adıyla bilindiğini görmekteyiz. Buna karşın kasaba nüfusunda 16. yüzyıla nazaran bir düşüş yaşanmış, 1550'de kasabadaki yetişkin erkek nüfusu 589'u hane (evli), 2'si mücerred (bekar) ve 10'u imam olmak üzere 601 nefer iken 1678'de 366 nefere inmiştir.
3.2. Belen Kasabası
"Bilan" veya "Beylan" şeklinde de telaffuz olunan "Belen" kelimesi Türkçe'de "iki dağ arasındaki yer, geçit" anlamına gelir. 'Amik ovasını Akdeniz'e bağlayan Antakya-İskenderun yolu üzerinde Amanos Dağlan'nın geçit noktasında yer alan Belen'in adına ilk defa Kanuni Sultan Süleyman zamanında rastlanır.
Belen kasabası, Kanuni Sultan Süleyman'ın yol üzerinde inşa ettirdiği han ve imaretin vakfı olup, kasaba halkı, kendi imkanları ile besledikleri 20 menzil beygirini ulakların hizmetine sundukları gibi, Antakya'dan Payas'a gelinceye kadar yol üzerindeki derbendlerde de hizmet ederlerdi. Kasaba halkı bu menzilcilik ve derbendcilik hizmetlerine karşılık olarak da avarız ve şair tekalif-i örfiyeden muaf tutulmuşlardı.
Antakya'nın kuzeyinde yer alan ve 17. yüzyılda Bakras kazasının merkezi olan Belen kasabasının 1678'de Muhlis Ali, Saksı, Kara-Hüseyin, Şenbük, Bakras, Kumar-oğlu ve Kilise olmak üzere 7 mahallesi vardı. Kasabanın nüfusu ise 333'ü reaya, 15'i imam, 7'si zaim, 16'sı seyyid, 4'ü imaret hademesi ve 5'i de yeniçeri, kul oğlu, ahi-baba, tüccar ve cami görevlisi olmak üzere, toplam olarak 380 nefer Müslüman ile 255 nefer Hıristiyandan ibaretti. Buna göre, kasabanın toplam yetişkin erkek nüfusu 635 nefer olmaktadır ki, 17. yüzyılda Belen'i ziyaret etmiş olan Evliya Çelebi de burada üstü toprakla örtülü 700 kadar evin bulunduğunu zikretmektedir.
Kasabanın mahallelerinden biri olan Şenbük, 16. yüzyılda Bakras nahiyesinin bir köyü iken, 17. yüzyılda Belen'in daha fazla genişlemesi üzerine bu yeni kasabanın bir mahallesini teşkil etmiştir. Zira, Belen 16. yüzyılın ortalarında henüz bir kasaba statüsünde değildi. Bu kasabanın gelişmesiyle birlikte daha önce bir kaza merkezi olan Bakras kasabası da gittikçe önemini kaybederek Belen karşısında sönük kalmıştır. Nitekim, 1678'de Bakras'ı halen aynı adı taşıyan kazanın artık 45 nefer yetişkin erkek nüfusu olan bir köyü olarak görmekteyiz. Halbuki 1550 yılında Bakras kasabasının 152'si hane, 60'ı mücerred ve 3'ü imam olmak üzere 215 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı. Evliya Çelebi de Bakras'ın 150 akçelik bir kaza olduğunu, kethüda yeri, yeniçeri serdarı ve kale dizdarı ile 150 kadar kale neferi olduğundan bahsetmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, sonraki yıllarda Bakras'ın önemini kaybetmesiyle birlikte burası kaza merkezi olmaktan çıkartılmış ve buna paralel olarak da nüfusu önemli miktarda azalmıştır. Bu arada, Belen kasabasının Bakras adında bir mahallesinin olması, eski yerleşim yerlerini terk eden Bakraslıların bu mahallede yerleştiği izlenimini de vermektedir.
3.3. Cebbul Kasabası
Cebbul, Haleb'in güney-doğusunda yer almaktadır ve 17. yüzyılda Haleb kazasına tabi bir kasabadır. Bu kasabanın 1678'de dört mahallesi olup, bunlar coğrafi konumlarına göre adlandırılmışlardı. Bu mahallelerin en büyüğü olan Kıbliyyenin 54, ikinci büyük mahallesi olan Garbiyye'nin 40, üçüncü büyük mahallesi olan Şimaliyye'nin 32 ve küçük mahallesi olan Şarkiyye'nin ise 24 nefer Müslüman yetişkin erkek nüfusu vardı. Kasabanın toplam vergi nüfusu ise bu zamanda 150 neferden ibaret idi.
Cebbul, 16. yüzyılda kalabalık sayılabilecek bir nüfusa sahip olmakla birlikte henüz bir kasaba olmayıp köy statüsündeydi ve mahallesi de yoktu. Köy statüsünde iken Cebbul'un 1550'de 188'i hane, 33'ü mücerred ve 3'ü de imam olmak üzere toplam olarak 224 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı. Dolayısıyla, bu iskan mahallinin nüfusu 1678 yılına gelindiğinde hane bazında artmadığı gibi bir miktar da azalmıştır.
Cebbul kasabası, aynı adla anılan gölün hemen kuzeyinde kurulmuştu ve bu gölde öteden beri önemli miktarda tuz çıkartılıyordu. Bu kasabanın gelişmesi de buradaki tuz üretimine dayanmaktadır. Cebbul tuzlasından elde edilen tuz birinci derecede olup, gayet beyaz, temiz ve lezzetliydi. Mukataa yoluyla işletilen buradaki tuzlanın yıllık geliri 1550'de 700 bin akçe idi.
3.4. Cisr-i Şuğur Kasabası
Şuğur kazasına bağlı olan Cisr-i Şuğur nahiyesinin 1678'de yeni ve eski ('atik) Cisr-i Şuğur olmak üzere iki kasabası vardı. Kaza merkezi olan Cisr-i Şuğur kasabasında 313 reaya, 40 müstahfız, 30 hademe, 5 seyyid ve 1 zaim olmak üzere toplam olarak 389 nefer Müslüman ile 33 nefer Hıristiyan ve 4 nefer de Yahudi yaşıyordu. Bu kasabanın arazisi, devrin Osmanlı padişahı tarafından bir hatt-ı hümayunla Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa'ya hibe ve temlik edilmiş; burayı yeniden iskan ettiren Köprülü Mehmed Paşa da Müslüman hacıların ve yol üzerindeki binaların korunması maksadıyla inşa ettirdiği bir kale ile imaret ve camiye Cisr-i Şuğur kasabasını vakfetmiştir.
Bundan dolayı kasaba halkı avarız vergisinden muaf tutulmuşlardır. Öyle anlaşılıyor ki, bu kasabada bulunan 40 müstahfız da bahsi geçen kalede görev yapmaktaydı.
'Atik Cisr-i Şuğur'a gelince; bu kasaba Fevkani, Tahtani, Meşarika ve Meydan adlı 4 mahalleye taksim edilmişti ve burada 1678'de toplam olarak 183 nefer reaya ile 6 nefer imam ve hatip yaşamaktaydı. Dolayısıyla, 'Atik Cisr-i Şuğur bu bölgede kurulmuş olan eski kasabayı, ötekisi ise yenisini işaret etmektedir.
16. yüzyılda ise Şuğur kasabasının (Nefs-i Şuğur) Meşarika, Meydan, Havarna ve Vadi adlı 4 Müslüman mahallesi ile bir Ermeni mahallesi bulunmaktaydı. Ayrıca, Vadi adlı mahalle de "Tahtani" ve "Fevkani" olmak üzere iki kısma taksim edilmişti. Dolayısıyla, 'Atik Cisr-i Şuğur'da yer alan Meşarika, Meydan, Tahtani ve Fevkani adlı mahalleler 16. yüzyılda da mevcut olan iskan yerleriydi.
Cisr-i Şuğur'u önemli kılan ise Lazkiye ile Haleb ve Hama arasında işleyen önemli ticaret yollarının üzerinde yer almasıdır. Zira, kasabaya adını veren köprü (cisr) Haleb, Hama, Tedmür ve diğer istikametlerden gelip Lazkiye'ye ulaşmak isteyen yolcuların geçmek zorunda oldukları asi Nehri üzerinde kurulmuştu.
3.5. Deyrguş (-Dergüş) Kasabası
Antakya'nın güneyinde yer alan ve aynı adlı kazanın (Deyrguş) merkezi konumunda bulunan Deyrguş kasabasının 17. yüzyılda mahalle taksimatı yoktu ve kasabanın 1678 yılında toplam olarak 218'i Müslüman ve 4'ü de Hıristiyan olmak üzere 222 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı.
Müslüman nüfusun 191'i reaya, 11'i askeri, 8'i imam ve hatip, 8'i de kul oğlu taifesinden idi.
16. yüzyılda Kuseyr nahiyesi içerisinde yer alan Deyrguş kasabasının 1536-1550 yıllarında Şarki, Garbi ve Vüstani adlı 3 mahallesi vardı. 17. yüzyılda ise bu kasaba Kuseyr nahiyesinden ayrılarak müstakil bir kaza yapılmıştır. Deyrguş'un nüfusuna bakıldığında ise 16. yüzyılda daha kalabalık olduğu görülmektedir. Kasabanın nüfusu 1526'da 144 hane ve 6 mücerred iken 1550 yılında 300 hane ve 172 mücened vergi nüfusuna ulaşmıştı. Dolayısıyla, Haleb eyaletinde yer alan bir çok kasaba gibi, Deyrguş'un nüfusunda da 17. yüzyılın sonlarına doğru önemli oranda bir azalmanın meydana geldiği müşahede olunmaktadır.
3.6. Eriha Kasabası
Haleb'in güneyinde Ma'arra ile İdlib arasında yer alan ve aynı isimli kazanın merkezi olan Eriha kasabası coğrafi konumundan dolayı çevresindeki diğer yerleşim birimlerine nazaran önemli bir gelişme kaydetmişti. Zira, Eriha kasabası Lazkiye-Haleb ve Lazkiye-Hama ticaret yollarının kesiştiği önemli bir noktada kurulmuştur.
Eriha, 16. yüzyılın başlarında idari bakımdan Cebel-i Samak nahiyesinin bir köyü olmakla birlikte, burada 2 hamam, bir boyahane ve bir başhanenin bulunması, bu iskan yerine daha ziyade bir kasaba karekteri kazandırmıştı. Zaten, Riha olarak da adlandırılan Eriha'yı kısa bir müddet sonra (1526'da) Cebel-i Samak nahiyesinin kasabası olarak görmekteyiz. Bu zamanda Eriha'nın, adlarını "reis"lerinden (yani kethüdalarından) alan iki mahallesi olup, 17. yüzyıla gelindiğinde bu mahallelerden artık bahsedilmemektedir. Eriha'nın 16. yüzyılda nüfusu da oldukça kalabalıktı; 1526'da 195 hane iken 1550'de önemli oranda bir artış kaydederek 476 hane ve 76 mücened vergi nüfusuna ulaşmıştır.
17. yüzyılın sonlarına doğru Eriha'nın nüfusu önemli sayılabilecek bir oranda azalmıştır. Zira, 1678 yılında kasabanın nüfusu 343'ü reaya, 20'si seyyid, 6'sı yeniçeri ve sipahi, 8'i kul oğlu, 11'i imam ve müezzin olmak üzere 388 nefer Müslüman ile 10 nefer Yahudi'den ibaretti.
3.7. Harim Kasabası
Antakya'nın doğusunda yer alan ve aynı adı taşıyan kazanın (Harim kazası) merkezi olan bu kasabanın 17. yüzyılda mahalle taksimatı olmayıp, 1678'de toplam olarak 36 nefer Müslüman vergi nüfusu bulunmaktaydı ve kasaba halkı bu zamanda Tizin kasabasının menzilcileri olarak tayin edilmişlerdi.
16. yüzyılda daha kalabalık bir nüfusa sahip olan (62 hane ve 8 mücerred vergi nüfusu) Harim, yeterince cazibesinin olmaması ve belki Celali isyanlarının da etkisiyle 17. yüzyılın sonlarına gelindiğinde nüfusunun neredeyse yarısını kaybetmiştir.
3.8. İdlibü's-Suğra Kasabası
İdlibü's-Suğra 16. yüzyılda Sermin nahiyesinin bir köyü iken, Lazkiye, Haleb ve Hama arasında işleyen ticaret yoları üzerinde ve kavşak bir noktada bulunmasından dolayı sürekli gelişme göstererek kasaba statüsü kazanmış ve 17. yüzyılın sonlarına doğru Haleb eyaletinin en önemli ve nüfus bakımından da en kalabalık kaza merkezlerinden biri olmuştur. Nitekim, bu kasabanın 1678'de Kıbliyye, Garbiyye, Şimaliyye ve Şarkiyye olmak üzere 4 mahallesi vardı ve bunlardan Kıbliyye'at 274 reaya, 13 seyyid, 3 askeri, 7 imam ve hatipten oluşan 297 nefer Müslüman ile 93 nefer Hıristiyan ve 19 nefer Yahudi; Garbiyye'de 165 reaya, 2 seyyid, 2 imam ve müezzin, 3 kul oğlu ve 2 timar erbabından oluşan 174 nefer Müslüman ile 6 nefer Yahudi; Şimaliyye'de 281 reaya, 3 imam ve müezzin, 1 sipahi ve 7 kul oğlundan oluşan 295 nefer Müslüman ile 12 nefer Hıristiyan, 7 nefer Yahudi ve 3 nefer Kıbti; Şarkiyye'de de 269 reaya, 1, seyyid, 4 imam ve müezzin, 1 yeniçeri, 2 muaf ve 15 kul oğlundan oluşan 292 nefer Müslüman vergi nüfusu ile 3 nefer Hıristiyan ve 20 nefer de Yahudi vergi nüfusu bulunmaktaydı. Kasabanın bu zamandaki toplam yetişkin erkek nüfusu ise 1.058'i Müslüman, 108'i Hıristiyan, 52'si Yahudi ve 3'ü de Kıbti olmak üzere 1.221 neferden ibaretti. Oysa. henüz köy statüsünde olduğu 1550 yılında İdlibü's-Suğra'nın, 188'i hane, 60'ı mücerred ve 5'i de imam olmak üzere, 253 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı.
Öyle anlaşılıyor ki, kasabanın önemli ticaret yollan üzerinde bulunması zamanla çevre köy ve kasabalardan göç almasını ve çok sayıda Hıristiyan, Yahudi ve Kıbtinin de burada yerleşmesini sağlamıştır. Nitekim, yerleşmeyi teşvik gayesiyle İdlibü's-Suğra kasabası, Cisr-i Şuğur gibi, 17. yüzyılda Köprülü Mehmed Paşa tarafından yaptınlan bir kale ile cami ve imarete vakfedilmiş, bundan dolayı da kasaba halkı avanz ve şair tekaliften muaf tutulmuşlardı.
3.9. Ma'arretü'l-Mısrin Kasabası
İdlibüs's-suğra'nın kuzeyinde yer alan ve aynı adlı kazanın merkezi olan Ma'arretü'l-Mısrin kasabası 1678'de 2 mahalleden meydana geliyordu. Büyük mahallesi olan ŞimalVde 262 reaya, 3 seyyid, 3 yeniçeri, 7 kul oğlu, 11 imam ve hatip ile 5 nefer a'van (yardakçı) mensubu olmak üzere toplam olarak 91 nefer; küçük mahallesi olan Kıbliyye'de ise 132 reaya ve 1 müezzin olmak üzere toplam olarak 133 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı. Kasabanın bu zamandaki toplam yetişkin erkek nüfusu ise 424 neferden ibaretti.
16. yüzyılın başlarından itibaren Sermin nahiyesinin bir köyü olarak gördüğümüz Ma'arretü'l-Mısrin, sürekli olarak gelişmiş ve nihayet 17. yüzyılda bir kaza merkezi olma vasfını kazanmıştır. Haleb yolu üzerinde bulunmasından dolayı Ma'arretü'l-Mısrin'in vergi nüfusu düzenli olarak artmış, 1520'de 96 hane ve 24 mücerred vergi nüfusuna sahip iken, 1526'da 134 hane ve 10 mücerred, 1536'da 182 hane, 9 mücerred ve 3 imam, 1550'de de 229 hane ve 52 mücerred vergi nüfusuna ulaşmıştır.
3.10. Ma 'arretü 'n-Nu 'man Kasabası
Haleb ve Hama arasında işleyen ticaret yolu üzerinde kurulmuş olan ve aynı adlı kazanın da merkezi konumunda bulunan Ma'arretü'n-Nu'ınan kasabasının 1678'de Kıbliyye ve Şimali olmak üzere iki mahallesi vardı. Büyük mahallesi olan Kıbliyye'de 79 reaya, 5 seyyid, 1 yeniçeri, 1 zaim, 1 imam ve 1 müzzin; Şimali'de de 53 reaya, 8 seyyid, 4 imam ve müezzin, 1 timar erbabı, 3 muhzır ve 9 nefer de başka bir grup bulunmaktaydı. Kasabanın bu zamandaki toplam yetişkin erkek nüfusu ise 167 neferden ibaretti.
3.11. Sermin Kasabası
Haleb, Hama ve Lazkiye arasında işleyen ticaret yolları üzerinde ve bir kavşak noktada kurulmuş olan Sermin, yine aynı adı taşıyan kazanın da kasabası konumundaydı.
1678'de Şarkiyye, Şimaliyye, Bazar, Havarina, Vüstaniyye, Kıbliyye ve Sulbiyye olmak üzere 7 mahallesi vardı. Bu zamanda kasabada toplam olarak, 624 reaya, 13 seyyid, 4 askeri, 16 kul oğlu, 17 müezzin, imam ve hatib, 4 muhzır, 4 Haleb gönüllüsü, 1 mütevelli olmak üzere, 688 yetişkin Müslüman erkek nüfus ile 13 Hıristiyan ve 2 de Yahudi bulunmaktaydı. Kasabanın en büyük mahallesi Şarkiyye, en küçük mahallesi de Havarina idi. Gayr -i Müslimlerin ayrı bir mahalleleri olmadığından bunlar Müslümanlarla birlikte aynı mahallelerde oturuyorlardı.
16. yüzyılda ise kasabanın el-Kıbli Mescid-i Seyyidullah, Şarkiyyetü'l-Vaviye, Vasıta, Havama ve Bazar adlı 5 mahallesi vardı. Bu mahalle adlan ile 17. yüzyıldaki mahalleler mukayese edildiğinde Sulbiyye ve Şimaliyye adlı 2 mahallenin 17. yüzyılda kurulduğu, diğerlerinin ise 16. yüzyıldaki coğrafi konumlarıyla anıldığı görülmektedir. Sadece teleffuzdan kaynaklanan bazı farklılıklar vardır. Mesela, el-Kıbli Mescid-i Seyyidullah Kıbliyye, Şarkiyyetü'l-Vaviye Şarkiyye, Vasıta Vüstaniyye ve Havarna da Havarina olarak teleffuz olunmaktadır.
Sermin'in mahalleleri genellikle bulundukları coğrafi yön ve konumlarına göre (doğu, güney, kuzey ve orta) adlandırılmışlardır. Sadece üç mahallenin adı farklı olup, bunlardan biri adını pazar yerinden (Bazar), bir tanesi de ilk yerleşimcileri olan Havranlılar'dan almıştır.
Öte taraftan, 16. yüzyılda Sermin'in nüfusunun sürekli olarak arttığını da görmekteyiz; 1520'de 207 hane, 13 mücened vergi nüfuslu iken 1550'de 565 hane, 116 mücened ve 10 imam yetişkin erkek nüfusuna ulaşmıştır. Dolayısla, bu kasabadaki nüfus artışının 17. yüzyılın sonlarına kadar devam ettiği sonucu da ortaya çıkmaktadır.
3.12. Şeyhü 'l-Hadid Kasabası
Aynı isimli kazanın merkezi olan Şeyhü'l-Hadid kasabası küçük bir iskan yeri olup, kasabanın 1678'de toplam olarak, 49'u reaya, 2'si de seyyid ve imam olmak üzere, 51 nefer yetişkin erkek nüfusu bulunmaktaydı. Söz konusu kasaba bu zamanda mahallelere taksim edilmemişti.
Şeyhü'l-Hadid'i 16. yüzyılda Derbsak (ya da Gündüzlü) nahiyesine tabi büyük bir köy olarak görmekteyiz. Burası, 1526'da 113 hane, 1536'da 155 hane, 5 mücened ve 4 imam, 1550'de de 92 hane ve 21 mücened vergi nüfusuna sahipti. Dolayısıyla, bu iskan mahallinin nüfusu 17. yüzyılın sonlarına gelindiğinde artmadığı gibi, 16. yüzyılın ilk yarısındaki durumuna göre de hayli gerilemiştir.
3.13. Tizin Kasabası
Tizin kazasının mekezi olan bu kasabanın vergi nüfusu 1678'de 135 nefer Müslüman reayadan ibaretti. Mahalle taksimatı olmayan Tizin kasabasının halkı "menzilci" olarak tayin edilmişlerdi. Bunlar, 20 menzil beygiri beslemeleri şartıyla avarız, nüzül ve şair tekalif-i örfiyeden muaf tutulmuşlardı.
Nizin adıyla da bilinen bu yerleşim birimi 16. yüzyılda Harim nahiyesine tabi büyük bir köy konumunda iken, 17. yüzyılda kaza merkezi haline getirilmiştir.
Kaynakça
Kitap: 17. YÜZYILDA HALEB EYALETİ VE TÜRKMENLERİ
Yazar: Enver ÇAKAR