gönderen TurkmenCopur » 24 Ara 2010, 22:08
5-Eshab-ı Kehf Vakıfları'nın Gelirleri
a -Selçuklular Zamanında Vakıf Gelirleri
Önceki kısımlarda Selçukluların Maraş Valisi Nüsretüddin Hasan Bey'in Eshab-ı Kehf makamının bulunduğu mevkide tesisler inşa ettiği ifade edilmişti. Bir çok araştırıcılar tarafından, bu tesislerin harap olmaması, görevlilerin iaşesi ve ziyaretçilere yapılan harcamaların karşılanması amacıyla Nüsretüddin Hasan Bey'in Atlas Yazısı (Efsus) adı ile bilinen köy ve ekinliklerin bir çoğunu vakfettiği ifade edilmektedir. Bölgenin Osmanlılar tarafından fethinden sonra, 1525 yılında yapılan ilk tahriri esnasında tutulan bir kayda göre, Eshab-ı Kehfe tahsis edilen vakıf gelirlerini Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad vakfedip serbestlik şekli üzere kullanılmasını şart koşmuştur. Dulkadir Beyleri zamanında bunların vakfıyeti devam etmiştir. Alaüddevle ve Ali Beyler de gelirlerin devamını sağlayan takarrür nameler vermişlerdir. Bu durum, 1525 yılında mevcut olan bilir kişiler ile memleketin ileri gelen resmi ve mahalli görevlileri tarafından tasdik edilerek tahrir defterine kayıt olunmuştur. Bu kayıtlardan Nüsretüddin Hasan Bey'in kurmuş olduğu söylenen vakıfların, Selçuklu sultanlarının izni ile ve onların adına kurulmuş oldukları anlaşılmaktadır. Nitekim adı geçen belgede, Atlas Yazısı adı ile bilinen bölgenin, I.Alaaddin Keykubad tarafından Eshab-ı Kehf e vakfedildiğinin zikredilmesi de bunu göstermektedir.
b -Dulkadir Beyliği Zamanında Vakıf Gelirleri
Önceki kısımda Dulkadir oğulları tarafından Eshab-ı Kehf vakıflarının korunduğu belirtilmişti. Ancak Alaüddevle Bey zamanına gelinceye kadar bu vakıflar hakkında geniş bilgiye sahip değiliz.
Alaüddevle Bey, I.Alaaddin Keykubad'ın vakıflarını bazı ilave ve değişikliklerle aynen devam ettirmiştir. Onun zamanında oğlu Şahruh Bey tarafından da Eshab-ı Kehf e vakıflar yapılmıştır.
Alaüddevle Bey'in 906/1500 ve 916/1510 tarihli vakfiyelerine göre, Pınarbaşı (Kaya Pınar), Nişanid (Başüstü), Efsus'un yarısı, Sevin-i Sağir (Küçük Sevin), Sevin-i Kebir (Büyük Sevin) ve Resul Hacılı köyleri ile Çanakçı Avşar Mezrası; Cerid, Boynu Yoğunlu, Ebu Leyli cemaatlerinin vergi geliri ve Eshab-ı Kehfin bazar vergisi (Bac-ı Bazarı), Alaüddevle Bey tarafından Eshab-ı Kehfe vakıf geliri olarak tahsis edilmiştir. Alaüddevle Bey'in oğlu Şahruh Bey de 1492'de Kayseri'nin Parsama köyünü Eshab-ı Kehf Medresesi'nin müderrislerine, talebe ve sair ihtiyaçlarına vakfetmiştir. /0° Ali Bey ve Osmanlılar zamanında da vakıflara dokunulmamış ve vakıf araziler üzerinde yeni köyler, mezralar kurularak ya da benzeri faaliyetler yapılarak vakıf gelirleri korunmaya ve artırılmaya çalışılmıştır.
c - Osmanlılar Zamanında Vakıf Gelirleri
ca - XVI. Yüzyıl Tahrir Defterlerine Göre Vakıf Gelirleri
Bölgenin Osmanlılar tarafından fethinden sonra, XVI. yüzyıl boyunca üç defa tahriri yapılmıştır. Eshab-ı Kehf vakıflarını oluşturan köy, mezra, yaylak, cemaat ve sairinin toplam gelirleri, 1525 yılında yapılan tahrir esnasında 38125 akçe; 1527 yılında yapılan tahrir esnasında 72589 akçe ve 500 kile buğday; 1563 yılında yapılan tahrir esnasında 44616 akçe idi. Aynı vakıfların idari durumu ve vakıf görevlileri ekler kısmında tablolar halinde gösterilmiştir.
aa)-Köyler
Çağılğan Köyü:
Vakıf araziler üzerinde ve Dulkadir Beyi Ali Bey zamanında kurulmuş bir köydür. 1525 yılında köyde dördü mücerred, toplam 12 vergi nüfusu vardı. Yıllık'geliri 1465 akçe idi.
1527 yılında yapılan tahrir kayıtlarından birinde, köyün daha önceki tahrirde Eshab-ı Kehf Vakfı içinde yazıldığı ve halkın ödemesi gereken çift vergisini elden getirerek Eshab-ı Kehf e teslim ettikleri, diğer vergi ve öşürlerini de toprak sahibi (sahib-i arz)'ne verdikleri kaydedilmiştir. Ancak 1527 yılında yapılan tahrirde köy Hüdaverdi'nin tımarı olarak kaydedilmiştir. Daha sonraki yıllarda da vakıf olarak gözükmemektedir.
Çoban Pınarı (Emirli) Köyü:
Alaüddevle Bey'in 1500 ve 1510 tarihli vakfiyelerinde adı geçmemektedir. Eshab-ı Kehfin yakınında bulunmaktadır. Tahrir kayıtlarına göre, burası hiç kimsenin ikamet etmediği boş ve bakımsız bir arazi iken, Alaüddevle Bey tarafından Seyyid Hüseyin el-Hüseyni'ye yurdluk olarak verilmiş ve mahsulünden Eshab-ı Kehf Camii'nin müezzini olan kimseye yıllık 75 Halebi akçe vermesi şart koşulmuştu. Seyyid Hüseyni de mülk arazisini ihya ve imar ederek çocukları ile birlikte bu bölgeye yerleşmiş ve köyün vergi gelirini Eshab-ı Kehf e vakfetmişti.
1525 yılında yapılan tahrir esnasında Sevin-i Kebir köyüne bağlı olan Çoban Pınarı, çoğunluğu Seyyid Hüseyin'in soyundan olan kimselerin ikamet ettiği bir mezra idi. Burada bir cabi, bir mütevelli dışında 9 vergi hanesi vardı. Seyyid Hüseyin'in soyundan olan kimselerden vergi alınmazdı. Aileden Halil oğlu Mehmed mezranın vakıf gelirini toplamakla görevli idi. Yani cibayet görevine tasarruf etmekteydi. Emir Hasan oğlu Seyyid Hüseyin de 10 akçelik yevmiye ile vakıf mezranın idaresi ile ilgili işleri, yani tevliyet görevini yürütmekteydi. Mezranın yıllık geliri 620 akçe idi. Bu gelir, köydeki bir değirmen ve tahıldan elde edilen vergi geliri idi.
1527 yılı tahrir kayıtlarına göre, köy halini alan bölgenin, 5 sadat, 3 mücered(bekar), 6 evli vergi nüfusu vardı. Sadattan ikisi muhassıl, biri mücerredi:
Kendilerinden vergi alınmazdı. Bunların dışında, Seyyid Hüseyin oğlu Seyyid Hasan, vakıf köyün tevliyetine seçilmişti, kardeşi Muhammed de vakfın katibi idi. 1527 yılı tahrir kayıtları esnasında, aslında Eshab-ı Kehfin vakfı olan köyün Bektut-zade adına yurt olarak verilmiş olduğunu gösteren bir hüccet getirildiği, ancak vakıf yerin yurdluk olarak verilmesinin İslam hukukuna uygun olup olmadığının alimlerden sorulması gerektiği belirtilmiştir. Bu tarihte vakfın yıllık 1190 akçelik geliri olduğu zikredilmiştir.
1563 yılında Çoban Pınarı köyünün 8 vergi nüfusu ve 433 akçe geliri vardı. Çoban Pınarı suyunun kenarındaki 13 değirmenin de 300 akçe geliri vardı. Alaüddevle Bey'in hanımı Şems Hatun adına kurulmuş olan bir değirmen ile birlikte, köyde 15 değirmen vardı. Bu kayıtlara bakılırsa, köyün çevre köylere göre, merkezi bir konumda olduğu anlaşılmaktadır.
Efsus (Afşin) Köyü:
Vakfiyelerde ve tahrir defterlerinde, köyün yarısının Eshab-ı Kehfin, diğer yarısının da Afşin'deki Deve Baba Zaviyesi'nin vakfı olduğu kaydedilmiştir. Burada ikamet edenler, her yıl Eshab-ı Kehf Külliyesi'ne 16 ('içli ?) odun getirmekle görevlilerdi. Serbestlik şekli üzere vakfa hizmet ederler, buna karşılık avarız ve nüzul vergisi ödemezlerdi.
1525 yılında köyde, bir imam, bir yaşlı ve bir muhassıl vardı. Bunlar, resmi görevli oldukları için vergi vermezlerdi. Köyün 29'u mücerred olmak üzere, toplam 112 vergi nüfusu vardı. Yıllık geliri 19585 akçeydi. Bu gelire, köydeki 6 değirmenin 240 akçelik geliri de dahildi. Bu tarihte, Sevin-i Sağir, Aşık Kilisesi, ve Çanakçı mezraları da köye bağlı idiler.
Ancak bu mezralar köyden ayrılmışlardır.
1527 yılında köyde bir hatib, bir imam, bir müderris, üç muhassıl ve bir ahi tabbahan (derici) vardı Ayrıca 47'si mücerred olmak üzere köyün toplam 236 vergi nüfusu vardı. Köydeki değirmenler ile birlikte toplam geliri 23892 akçe idi. Köyün vergi nüfusundan da anlaşılacağı üzere, bu tarihte köyün nüfusu çok artmıştı, bu nedenle köy iki mahalleye taksim edilmiş ve Deve Baba Zaviyesi'nin bulunduğu kısım, Deve Baba Zaviyesi Mahallesi adı ile ayrıca tahriri yapılmıştır. Adı geçen zaviyenin şeyhi dışında mahallenin 31 vergi nüfusu vardı. Bunlardan 13'ü mücerredi. Geliri ise, 1218 akçe idi. Eshab-ı Kehfin hizmetkarları olan cemaatlerde buraya kaydolunmuştu.
1563 yılında köyde bir müderris, bir zaviyedar bir şeyh-zade ve bir muhassıl vardı. Bunlar Deve Baba Zaviyesi'nde görevli idiler. Köyün vergi nüfusu 294 kişiydi. Yıllık geliri 18552 akçe idi. Bu tarihte daha önceki tahrirlerde köyün üzerine kaydedilmiş olan 6 değirmen 9'a yükselmişti. Toplam gelirleri 360 akçe idi. Bunlardan biri Eshab-ı Kehfin vakfıydı. Bunların dışında, köydeki boyahanenin 3855 akçe geliri vardı. Değirmenlerin ve boyahanenin geliri, köyün toplam vakıf gelirleri içine dahildi.
Eshab-ı Kehf Merkezi:
Tahrir kayıtlarında Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin bulunduğu merkez, nefs-i Eshab-ı Kehf şeklinde tanımlanmış ve tahrirleri bağımsız olarak yapılmıştır. Bu nedenle Eshab-ı Kehf merkezini de ayrı olarak ve burada incelemeyi uygun gördük.
1525 yılında burada bir müderris, bir hatib, bir müezzin ve bir nazır-ı vakıf bulunmaktaydı. Ayrıca 13 vergi hanesi ikamet etmekte idi. Ancak bunlardan bu tarihte vergi alınıp alınmadığı kaydedilmemiştir. Sadece 350 akçe, bac-ı bazar vergisi adı ile geliri vardı.
1527 yılında burada bulunan görevlilerin sayılarının arttığı görülmektedir. Bu tarihte, külliyede görevli olan bir şeyh, bir cüz han, bir imam, bir ferraş, bir çerağdar, bir müezzin ve bir muhassıl burada ikamet etmekteydi. Ayrıca üçü bekar dokuz vergi nüfusu vardı. Geliri 235 akçe idi. Bu tarihte burasının adına kaydedilmiş olan gelirlerde artma olmuştur.'11 Eshab-ı Kehf bazar vergisi (bac-ı bazar) ile birlikte kasaplar ve sebzecilerden 1600 akçe, boyahaneden 800 akçe, Elbistan'a tabi Hatun Mezrası'nda bulunan bir değirmenden 360 akçe, Elbistan'da bulunan Ali Bey Hamamı'ndan 120 akçe, ekmek, döğme ve tarhana yapımı için 500 kilelik tahıl, çırak(?) mahsulü olarak 1500 akçe, resm-i kil adı ile 1000 akçelik vergi geliri, Eshab-ı Kehf adına kaydedilmiştir. Bu gelirlerden yukarıda adı geçen görevlilerin maaşı ödenmekte ve külliyenin diğer ihtiyaçları karşılanmaktaydı. Ancak bunlar, ayrı bir kısımda incelendiğinden burada kaydedilmemiştir.
1563 yılında, burada üç müderris, bir hatib, üç muhassıl bir imam ikamet etmekteydi. Müderrislerin ve muhassılların artmasından vakfın büyüyerek işlerinin arttığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki görevliler ve onların çocukları dışında burada üçü mücerred 14 vergi nüfusu ve toplam 33 nefer vardı. Geliri 215 akçe idi.
Kaya Pınar (Pınarbaşı) Köyü:
Vakfiyelerde Pınarbaşı Köyü adı ile kaydedilmiştir. 1525 yılında altı hane vergi nüfusu ve 3200 akçe vakıf geliri vardı. Bu tarihte kendisine bağlı olan Naib Hasan, Arab Yurdu ve Ovacık Ardıç ekinlikleri daha sonra başka köylere bağlanmışlardır.7'5 Bu köyü Ali Bey Zaviyesi'nin içinde bulunduğu, Elbistan'a bağlı aynı adlı köyle karıştırmamak gerekir. Gerger köyünün yanında bulunan Pınarbaşı köyünün, 1527 yılında üçü mücerred, 15 vergi hanesi ve 4660 akçe geliri vardı. Annııd Alanı mezrası da buraya bağlıydı. 1563 yılında ikisi mücerred 18 vergi hanesi vardı. Ancak tahrir esnasında Eshab-ı Kehf vakfı olduğu kaydedilmemiştir. Bu tarihte geliri 3172 akçe idi.
Kışlacık Köyü:
Vakfiyelerde adı geçmemektedir. Sonradan kurulmuş bir köydür. 1525 yılında Sevin-i Kebir köyüne bağlı bir mezra idi. Dört vergi nüfusu vardı. Burada oturan Veli oğlu Resul köyün vakıf gelirlerini toplamakla görevli idi. Yukarıda kaydedilen vergi nüfusu avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiyeden muaf tutulmuşlardı. Alaüddevle ve Ali Bey'den aldıkları takarrür name (berat)'ler gereğince bu şekilde devam etmekte idiler. Köyün yıllık geliri ise, 740 akçe idi. 1527 yılında ikisi mücered olmak üzere, toplam 8 vergi nüfusu ve 1629 akçe geliri vardı. 1563 yılında ise, yedi vergi nüfusu ve 550 akçe geliri vardı.
Nişanid (Başüstü) Köyü:
Vakfiyelerde ve tahrir defterlerinde Eshab-ı Kehfin vakfı olarak kaydedilmiştir. Burada ikamet edenler, ödemeleri gereken çift vergisi karşılığında Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin odun ihtiyacını karşılarlardı. Bununla birlikte külliyenin diğer hizmetlerini de yerine getirirlerdi. Kendilerinden yemiş öşrü adı ile bir vergi alınmaktaydı. Eshab-ı Kehfe yaptıkları hizmetlere karşılık avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiye vergisi ödemezlerdi. 1527 tarihli tahrir kaydına göre, çift vergisi karşılığında, getirdikleri odunları Eshab-ı Kehf Zaviyesi'ne verirlerdi. Köyün gelirinin tamamı vakıftı.
1525 yılında köyde bir imam, bir muhassıl bulunmaktaydı. Ayrıca 14'ü mücerred olmak üzere, 48 vergi nüfusu vardı. Yıllık geliri 5238 akçe idi. 1 527 yılında 83 vergi nüfusu ve 12238 akçe geliri vardı. Bu gelir, kendisine bağlı olan Sarıkaya, Arab Yurdu ve Aşık Kilisesi mezralarının geliri ile birlikte toplam 13878 akçeye ulaşmaktaydı. Ancak daha sonra mezralar bu köyden ayrılmıştır. 1563 yılında 110 vergi nüfusu ve 5645 akçe geliri vardı. Bu devrede, nüfusu artmasına karşılık, geliri 1525 yılındaki seviyesine düşmüştür.
Sevin-i Kebir (Büyük Sevin) Köyü:
Vakfiyelerde ve tahrir kayıtlarında aynı adla geçmektedir. 1525 yılında 13'ü mücerred, toplam 35 vergi nüfusu, üç bekar muhassılı ve 2970 akçe geliri vardı. 1527 yılında burada bir imam ve 14'ü mücerred, toplam 56 vergi nüfusu ve 6172 akçe geliri vardı. Bu gelirin malikane hissesi ve diğer vergileri vakıftı. Divani hissesi ise, Hamza'nın tımarı idi. Bu tarihte, Naib Hasan, Çanakçı ve Ovacık Ardıç mezraları da bu köye bağlıydı. 1563 yılında köyün 86 vergi nüfusu 3111 akçe geliri vardı. Ancak bu gelirin Eshab-ı Kehfin vakfı olduğu kaydedilmemiştir.
bb)-Mezralar (Ekinlikler)
Ağcasu (Aksu) Mezrası:
Vakfiyelerde ve ilk iki tahrirde kayıtlı değildir. 1563 yılı tahrir defterinde, Eshab-ı Kehf Buk'ası ve camiinin vakfı olarak kaydedilmiştir. Vakıf arazi üzerinde sonradan kurulmuş bir mezra olsa gerektir. Adı geçen tarihte Norşun Köyüne bağlıydı ve 1440 akçe geliri vardı.
Arab Yurdu Mezrası:
Vakfiyelerde adı geçmemektedir. 1525 yılında Kaya Pınar köyüne bağlı bir mezraydı. 160 akçe geliri vardı. Sevinli cemaatinin ekinliği idi. 1 527 yılında Nişanid köyünün ekinliği idi. 360 akçe geliri vardı. 1563 yılında Kışlacık köyüne bağlıydı. Sevinli cemaatının ekinliği idi. Bu devrede, 160 akçe geliri vardı.
Aşık Kilisesi Mezrası:
Eshab-ı Kehf mezralarının hemen bütününde olduğu gibi, vakıf arazi üzerine sonradan kurulmuştu. 1525 yılında Efsus köyüne bağlıydı. 1985 akçe geliri vardı. 1527 yılında Nişanid köyüne bağlıydı. 1280 akçe geliri vardı. Bedir Kendi yanında bulunan mezra, hariçten gelen Yörükler tarafından ekinlik olarak kullanılmaktaydı. 1563 yılında köy olarak kaydedilmişti. Üçü mücerred olmak üzere, 16 vergi nüfusu vardı. 1426 akçe de geliri vardı.
Armud Alanı Mezrası:
1525 yılında yapılan tahrir esnasında deftere kaydedilmemiş (haric-i ez defter)tir. 1527 yılında Kaya Pınar köyüne bağlıydı. Eshab-ı Kehfin yakınında bulunmaktaydı. Hariçten gelen Ali Kaya ve Emir Danyal tarafından ekilip biçilmekteydi. 272 akçe geliri vardı. Taht-ı Karlan yaylağı da buraya bağlıydı. 1563 yılında Kerevin (Dokuztay) köyüne bağlı ve tımar olarak kaydedilmiş olan aynı adlı bir mezraya rastlanmaktadır. Ancak 1527 yılında köy olarak kaydedilen Armud Alanı'na tekabül ettiğine dair bir işaret yoktur.
Belviran Mezrası:
Efsus'a bağlıydı ve aynı köyün ekinliğiydi. Sadece 1527 yılı tahrir kayıtlarında Eshab-ı Kehfin vakfı olarak kaydedilmişti. O tarihte 280 akçe geliri vardı.
Çanakçı Avşarı Mezrası:
Alaüddevle Bey vakfiyelerinde Çanakçı Avşarı Mezrası şeklinde kaydedilmiştir. Tahrirlerde ise, Çanakçı adı ile kaydedilmiştir. 1525 yılında Efsus'a bağlıydı. 400 akçe geliri vardı. 1527 yılında Sevin-i Kebir'e bağlıydı. Çağlayan halkının ekinliğiydi. 560 akçe geliri vardı. 1563 yılında Kışlacık köyüne bağlıydı. 518 akçe geliri vardı. Bu devrede Resul Hacılı yaylakları da mezranın adına kaydedilmişti.
Kara Kaya Mezrası:
Seyyid Hüseyin el-Hüseyni'nin ahfadının ekinliğidir. Onların izni dışında burasının ziraatına kimse karışamazdı. Yani onlann tasarrufundaydı. 1525 yılında Sevin-i Kebir köyüne bağlıydı. Eshab-ı Kehfin hizmetkarları da bu mezrada bulunmaktaydılar. Yıllık geliri ise, 120 akçe idi. Çoban Pınarı köyünün yanında bulunan mezra, 1527 yılında bu köye bağlıydı. Hariçten gelen kimseler tarafından ekilip biçilirdi. 280 akçe yıllık geliri vardı. Araziyi ekip biçenler, vakıf sahibine öşür verirlerdi. Aynı yıla ait tahrir kaydında mezranın vakıf durumunun İslam hukukuna uygun olup olmadığının ulemadan sorulması istenmiştir. 1563 yılında Kışlacık köyüne bağlı olup 332 akçe geliri vardı.
Naib Hasan Mezrası:
1525 yılında Kaya Pınar köyüne bağlıydı. Sevinli cemaatinin ekinliğiydi. 390 akçe geliri vardı. 1527 yılında Büyük Sevin köyüne bağlıydı. Bu tahrir esnasında, eski tahrir kaydında gelirinin 1/3'nün Eshab-ı Kehf vakfı olarak kaydedilmiş olduğu belirtilmiştir. 1527 yılında, mezranın tamamen Eshab-ı Kehf vakfı olmasının uygun olacağı kaydedilmiştir. Bu devrede geliri 1280 akçeydi ve bu gelirin vakıf hissesi 420 akçe idi. 1563 yılında Peder köyüne kaydedilmişti. 1527'deki statüsü devam etmekteydi. Bu nedenle mezranın gelirinin 1/3'ü olan 242 akçenin Eshab-ı Kehf vakfı olarak kaydedildiği görülmektedir.
Ovacık Ardıç Mezrası:
1525 yılında Kaya Pınar köyüne bağlıydı. Çağılğanlı cemaatinin ekinliğiydi. Yıllık 240 akçe geliri vardı. 1527 yılında Sevin-i Kebir köyüne bağlıydı. Aynı köyün ekinliği olarak kullanılmaktaydı. Yıllık geliri 950 akçeydi. 1 563 yılında Kışlacık köyüne bağlı olan mezra yine Çağılğanlı cemaatinin ekinliği idi. Yıllık geliri 240 akçeydi. Bu devirde Eshab-ı Kehf hizmetkarları olan cemaatler de mezraya bağlıydılar.
Sarı Kaya Mezrası:
1527 yılında Nişanid köyüne bağlı olup, ayını köyün ekinliği olarak kullanılmaktaydı. Diğer vakıf kayıtlarında adı geçmektedir.
Sevin-i Sağir (Küçük Sevin) Mezrası:
Alaüddevle Bey'in vakfiyelerinde köy olarak kaydedilmiştir. 1525 yılında Efsus köyüne bağlıydı. Sevinli halkının ekinliğiydi. Yıllık geliri 462 akçeydi. 1527 yılında köy olarak kaydedilmişti. Bu tarihte dördü bekar olmak üzere, toplam 12 vergi nüfusu vardı. Yıllık geliri 1648 akçeydi. Gelirin 350 akçelik malikane hissesi vakıf, divani hissesi ve diğer vergileri tımar olarak kaydedilmişti. 1563 ydında Sevin-i Kebir köyüne bağlıydı. Daha önce olduğu gibi, tahıl gelirinin yansı vakıf, diğer yansı ile vergilerden elde edilen gelir de tımar olarak kaydedilmişti. Bu devirde yıllık gelirin 178 akçesi, Eshab-ı Kehfin vakıf hissesine tekabül etmekteydi. Geri kalan 218 akçesi ve diğer vergileri tımar olarak kaydedilmişti. "
cc)-Yaylaklar
Resul Hacılı Yaylakları:
Alaüddevle Bey'in vakfiyelerinde, Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin vakıf geliri olarak Resul Hacılı adlı bir köyün adı geçmektedir. Ancak tahrirler esnasında, böyle bir köyün adına rastlanmamakta, Resul Hacılı yaylaklarından bahsedilmektedir. Bu yaylaklar, vakfiyelerde köy olarak kaydedilmiş olan yaylaklardır. Ancak zamanla tenhalaşmış, köy olmaktan çıkmışlardır. 1525 yılında yaylaklardan vakıf geliri alınmadığı, ancak buralan ekenlerin Çukur Pınar sipahisine 40 akçe vergi verdikleri kaydedilmiştir. Bu ifadeler göz önünde tutulacak olursa yeni teşkil edilen yaylakların bu devrede belli bir gelir seviyesine ulaştıkları anlaşılmaktadır.
Resul Hacılı yaylakları, 1525 yılında Sevin-i Kebir köyünün, Kışlacık mezrasına bağlıydılar. 1527 yılında tutulan kayıtlarda kendileri ile ilgili bir kayda rastlayamadık. Ancak bu yaylaklardan Sanca Eyne Beyi Çiftliği'nin, Çoban Pınan köyüne kaydedildiği görülmektedir. 1563 yılında ise, yaylakların bütünü Kışlacık köyünün Çanakçı mezrasına kaydedilmişlerdir.
1525 yılında yaylakların adına bir gelir kaydedilmemiş, sadece Sarıca Eyne Beyi Çiftliği'nin 200 akçe geliri olduğu zikredilmiştir. Aşık Kilisesi mezrasının yanında bulunan çiftliğin 1527 yılında 460 akçe geliri vardı. Hariçten gelenler tarafından ekilip biçilmekteydi.
1563 yılında yaylaklar, Kışlacık köyünün Çanakçı mezrasına bağlıydı. Bu tarihte Çukur Pınar yaylağı kaydedilmemiştir. Onun haricinde, 1525 yılında mevcut olan Ağca Pınar, İnal Ağaç ve Urğacık yaylaklarından her birinin 50 akçe, Sarıca Eyne Beyi Çiftliği'nin 200 akçe geliri vardı.
Taht-ı Karlan Yaylağı:
1527 yılında tutulan tahrir kaydında adı geçmektedir. Bu tarihte Kaya Pınar köyünün Armud Alanı mezrasına bağlıydı. Sarıca Eyne Beyi Çiftliği'nin yanında bulunan yaylağın, sade yağ imalinden elde edilen yıllık 100 akçe vergi geliri vardı.
dd)-Eshab-ı Kehf Hizmetkarları (Cemaatler)
Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin hizmetkarları olan cemaatler, adı geçen mahalde bedenen hizmet etmek veya külliyenin sair ihtiyaçlarını karşılamakla görevliydiler. Görevlerini ihmal ederlerse değiştirilirlerdi. Yaptıkları hizmetin karşılığında kendilerinden avarız-ı divaniye ve tekalif-i örfiye vergisi alınmazdı. Bu şekilde devam ettikleri müddetçe görevleri ile ilgili olarak kendilerine kimse karışamazdı. Eshab-ı Kehfe hizmet etmekle yükümlü olan bu cemaatlerden Boynu Yoğunlu cemaatı dışında kalan Ağca Koyunlu, Cerid ve Sarı Baş cemaatleri yaptıkları hizmetler ve ödedikleri vergilerin dışında, her sene, sütlerinden faydalanılması için, 40 keçiyi Eshab-ı Kehf Külliyesi'ne teslim ederler, süt mevsimi geçince geri alırlardı. Esasen bu üç cemaatten ikisi Cerid cemaatinin oymaklarındandı. 1525 yılına ait icmal defterinde bu üç cemaat, bir kabul edilerek Cerid adı ile kaydedilmiş, ancak bu cemaatin geliri belirtilmemiştir. Ancak daha sonra gelişerek ayrılmışlar ve ayrı bir cemaat olarak kaydedilmişlerdir. 1525 yılında Cerid cemaatine bağlı olan bu taifelerden 11 taife, toplam 42 kişilik hizmetkarlarıyla Eshab-ı Kehfin bulunduğu mahalde hizmet etmekteydiler. Buna karşılık, kendilerinden salgun, bac, adet-i çeri, ağnam ve benzeri vergiler alınmazdı. Belirtilen cemaatlerin tamamı, Sevin-i Kebir köyünün Kara Kaya mezrasına
bağlıydılar. Daha sonra, 1527 yılında Efsus'un Belviran mezrasına, 1563 yılında ise, Kışlacık köyünün Ovacık Ardıç mezrasına bağlanmışlardır.
Alaüddevle Bey'in vakfiyelerinde, Eshab-ı Kehfe hizmet etmekle görevli oldukları zikredilen cemaatler arasında, Ebu Leyli adını taşıyan bir cemaatin de kayıtlı olduğu görülmektedir. Ancak tahrir kayıtlan arasında, bu cemaatin adı geçmemektedir. Aşağıda Eshab-ı Kehf görevlileri olarak tarihi kayıtlarda adı geçen cemaatler hakkında bilgi verilmiştir.
Ağca Koyunlu Cemaati:
1525 yılında cemaatin dört farklı ailesi ya da oymağına mensup olan toplam 15 kişi, Eshab-ı Kehf Külliyesi'nde çeşitli hizmetleri yerine getirmekle görevliydiler. Bu tarihte bu cemaat Cerid cemaatine kaydedilmiş ve kendisine aynca bir vergi kaydedilmemiştir.
1527 yılında cemaatin adı Ağca Koyunlu taifesinden Aymalar cemaati şeklinde kaydedilerek, 1525 yılında Ağca Koyunlu adı ile kaydedilmiş olan cemaatten hangi ailenin ya da oymağın Eshab-ı Kehfe hizmet etmekle görevli olduğuna açıklık getirilmiştir. Bu tarihte, cemaate mensup, üçü mücerred, toplam 15 hane ve bir pir-i fani vardı. Cemaatin yıllık geliri 781 akçeydi. Bu gelir, 1563 yılında 269 akçeydi. Cemaate mensup yedisi mücened, toplam 13 vergi hanesi mevcuttu.
Boynu Yoğunlu Cemaati:
Alaüddevle Bey'in vakfiyelerinde Eshab-ı Kehf vakfı olarak kaydedilmiş olan iki cemaatten biridir. 1525 yılı tahriri esnasında tutulan kayda göre, cemaat Eshab-ı Kehfe hizmet etmeleri karşılığında, örfi vergi ve avarız vergisi ödemezlerdi. Kendilerinden alınan diğer vergiler de bedel-i ayende (gelen giden misafirlere harcanmak üzere alınan) vergisi adıyla Eshab-ı Kehf vakfı olarak kaydedilmişti. Cemaate mensup olan Durali oğlu Hamid Bey'in elinde, bu durumun devamını sağlayacak şekilde Alaüddevle Bey, Ali Bey ve Osmanlı sultanlan tarafından verilmiş olan mukarrer nameler vardı. Tahrir esnasında da aynı şekil üzere kaydedilmişti. 1525 yılında cemaate mensup olan altı vergi hanesi Eshab-ı Kehf e hizmet etmekle görevli idiler. Bu devirde cemaatten her hangi bir vergi alınmamaktaydı. 1527 yılında geliri 222 akçeydi. Cemaatin ikisi mücerred, toplam dokuz vergi hanesi vardı. 1563 yılında ise, biri mücerred muhassıl ve dördü mücerred olmak üzere, toplam 21 vergi nüfusu ve 461 akçe geliri vardı.
Cerid Cemaati:
Yukarıda ifade edildiği üzere, aslında Ağca Koyunlu ve Sarıbaş cemaatleri de bu cemaate bağlıydı. Ancak daha sonra, bu cemaatler Cerid cemaatinden ayrılmışlardır. Bu halleriyle bazen hepsi bir cemaat gibi kabul edilmişler, bazen de hangi aileye ya da taifeye ait olduklarını göstermek üzere, ayrı ayrı kaydedilmişlerdir.
1525 tarihinde, Ağca Koyunlu ve Sarıbaş cemaatleri haricinde, Cerid cemaatine bağlı altı taifeden 22 vergi nüfusu Eshab-ı Kehfe hizmet etmekle görevliydi. Bu tarihe ait icmal defterinde Ağca Koyunlu ve Sarıbaş cemaatleri, ayrıca kaydedilmeden, Cerid cemaatine bağlı olan 42 kişinin Eshab-ı Kehfe hizmet ettikleri kaydedilmişlerdir. Buna göre, bu iki cemaate mensup olan 20 kişinin o tarihte Eshab-ı Kehf e hizmet ettikleri anlaşılmaktadır.
1527 yılındaki kayıtlara göre, Cerid taifesinin Kabaklar cemaati Eshab-ı Kehfe hizmet etmekle görevliydi. Bu tarihte cemaate mensup 17'si mücerred 65 vergi nüfusu bulunuyordu, yıllık geliri. 8925 akçeydi. 1563 yılında iki yerde cemaatin adı kaydedilmiştir. Bu ikisinin toplam vergi nüfusu, 25'i mücerred olmak üzere, 72 adetti. Gelirlerinin toplamı 1675 akçeydi.
Sarıbaş Cemaati:
Tahrir kayıtlarında Döngelenli taifesine bağlı olduğu bildirilmektedir. 1525 yılında cemaatin beş vergi nüfusu vardı. Biri imam, biri mücerred olmak üzere, toplam dokuz vergi nüfusu vardı. Yıllık geliri 735 akçeydi. Bu tahrir kaydında üç kişinin lakabının Sarıbaş şeklinde kaydedilmiş olması, cemaatin yeni bir cemaat olarak Cerid cemaatinden ayrıldığının bir işareti olabilir. Cemaatin 1563 yılında ikisi mücerred, 12 vergi nüfusu vardı. Yıllık geliri 292 akçeydi.
cb- XIX. Yüzyıl Vakıf Defterlerine Göre Vakıf Gelirleri
Önceki kısımda ifade edildiği üzere, XVI. yüzyıl boyunca üç tahrir esnasında Eshab-ı Kehfin vakıf gelirleri hakkında geniş bilgi verilmiştir. Ancak bu devreden sonra, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda aynı yeterlilikte bilgiler kaydedilmemiş, genellikle Eshab-ı Kehfin makamı çevresinde bulunan vakıf eserlerin, yani medrese zaviye ve camiin gelirleri, gelirlere yapılan müdahaleler ve vakıf görevlileri hakkında çok kısıtlı bilgilere yer verilmiştir. Bu kayıtlarda vakıf gelirlerinin nerelerden elde edildiği belirtilmemiştir.
XIX. yüzyılda da yukarıda izah edilen durumda fazla bir değişme olmamıştır. Bu arada her devirde olduğu gibi, bu devirde de vakıf gelirlerine haksız müdahaleler yapılmıştır. 1222/1807 tarihli bir buyrulduya göre o tarihte Elbistan Voyvodası, Eshab-ı Kehf vakfına müdahale etmekte olduğundan bu durumun önlenmesi istenmişti. Buna benzer müdahaleler sonucunda da vakıf gelirleri zamanla bozularak ortadan kalkmıştır.
1266-1273/1850-1857 yılları arasında, Elbistan ve Eshab-ı Kehf vakıflarının gelir gider durumlarını gösteren vakıf defterine göre, 12701273/1854-1857 yılları arasında, Eshab-ı Kehf vakıfları, Haremeyn vakıfları idaresine bağlıydı. Vakfın dört yıllık toplam gelir ve gider miktarı 16299 kuruş 20 paraydı. Bu tarihler arasında vakfın gelirlerinden, 14277 kuruş mütevelli, müderris, zaviyedar gibi görevlilere; 1618 kuruşu ayrıca maaş olarak; 404 kuruş 20 parası ise, muhasebe harcı olarak harcanmıştı. Vakfın adet-i ağnam gelirinden 1850-1860 yılları arasında toplam 2750 kuruşunun vakıf görevlilerine ödendiğini bildiren bir kayıt vesilesi ile Eshab-ı Kehf vakfının adı da kaydedilmiştir. Ancak daha sonra bu bilgilerde tutarsızlık olduğu belirtilerek Elbistan ve Eshab-ı Kehf vakıflarının durumu yeniden tespit edilmiştir.
1279/1863 yılında vakıfların tespiti yenilenmiştir. Ancak bu tespitte vakfın adı mevcut değildir. Evkaf Nezareti'nin 1327/1909 tarihli bütçesinin kayıtları arasında adı geçen vakfın, o tarihteki yıllık bedeli 4951 kuruştu. Bundan dört yıl sonra, 1331/1913 tarihli bir iradenin ekinde kayıtlı olan Maraş Sancağı'na ait vakıfların bulunduğu listede vakfın adı mevcut değildir.