gönderen TurkmenCopur » 19 Ara 2010, 03:18
Şeyh için idam
Müftü cinayetinin yargılaması 3 Aralık 1984'te, İstanbul 1. No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde başladı. Aralarında Mahmut Ustaosmanoğlu'nun da bulunduğu 7 kişi hakkında idam cezası isteniyordu.
Askeri savcı, sanıklar Mahmut Ustaosmanoğlu, Ömer Arlı, Turgay Taş, Abbas Çelik, Ahmet Vanlıoğlu, Ahmet Özer, imdat Kaya ve İran'a kaçan Hamza Akdağ'ın Üsküdar Müftüsü Hasan Ali Ünal'ın engellenmesi amacıyla Fatih'teki İsmailağa Camii'nde toplantı yaptıklarını anlatıyordu. Suçlan, "tasarlayarak devlet memurunu öldürmek ve öldürmeye iştirak"ti. iddianameye göre sanıklardan Fatih Çarşamba semtinde pazarcılık yapan Ömer Arlı, Müftü Ünal'ı öldürecek kişiye 2.5 milyon lira (yaklaşık 17 bin 500 dolar) vaat etmişti. Ancak Ustaosmanoğlu'nun "dava arkadaşlarına" da dikkat etmeliyiz.
Tanıdık Dava Arkadaşları
Çünkü cinayet davasının sanıklarından ve yıllar sonra cemaate bağlı "imam Maturudi Araştırma Vakfı" başkanlığını üstlenecek olan Ahmet Vanlıoğlu, Diyanet işleri Başkanlığı'na bağlı merkez vaiziydi. Vanlıoğlu, cemaatin önemli isimlerinden biriydi. Mahmut Ustaosmanoğlu'nun da akrabasıydı.
Bir diğer sanık ise Sultanbeyli Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü'nde çalışan imdat Kaya'ydı. Cemaatin, hac hutbeleriyle tanı-nan önemli hatipleri arasında gösteriliyordu. imdat Kaya'yı Türkiye, 28 Şubat sürecinde, "Çankaya, Ezankaya oluncaya kadar bu savaş sürecek" sözleriyle tanımıştı! imdat Kaya cinayetin işlendiği dönemde Ümraniye Camii'nde imamlık yapıyordu.
Sanıklardan Ahmet Özer Kuran kursu yöneticisi, Turgay Taş muhasebeci, Abbas Çelik keresteciydi. Tetiği çeken isim olduğu belirlenen Hamza Akdağ ise cinayetten kısa bir süre sonra İran'a kaçmıştı.
Cinayete Milletvekili Avukat
Davaya Ünal ailesi adına, o dönem aynı büroyu paylaşan iki genç avukat müdahil olarak katıldı. İkisi de yıllar sonra siyasete atılarak, Yahya Şimşek CHP'den, Ertuğrul Yalçınbayır da AKP'den Bursa milletvekili oldular. Yalçınbayır, aynı zamanda Müftü Ünal'ın akrabasıydı.
Dava sonucunda Ustaosmanoğlu beraat etti! Sanıklardan en ağır cezaya ise Ömer Arlı çarptırıldı. 30 yıl ağır hapis cezasına mahkum olan Arlı, 1999'da afla hapisten çıktı. Çıktıktan kısa bir süre sonra ise kızı hakkında "ileri geri" konuştuğunu öne sürdüğü Kuran kursu hocası Türkan Yanıkova'yı öldürdü!
Ertuğrul Yalçınbayır, Ustaosmanoğlu'nun Ünal'ı öldürttüğüne inanıp inanmadığına ilişkin soruya, "Biz mahkemenin kararıyla ilgili yorum yapamayız. Mahkeme kararını verdi ve Ustaosmanoğlu davadan beraat etti. Ancak Ömer Arlı'nın İsmailağa Cemaati lideri Ustaosmanoğlu'nun fikirlerinden fazlasıyla etkilendiği belliydi" diye cevap vererek aslında tetiği çektirene de üstü örtülü işaret etti.
İmam Damada Yedi Kurşun
Üsküdar Müftüsü Hasan AH Ünal'ın öldürülmesi, İsmailağa Cemaati'nin cinayetle gündeme geldiği ilk olaydı, ancak son değildi. Çünkü Mahmut Ustaosmanoğlu'nun Fatih Çukurbostan Camii'nde imamlık yapan damadı Hızır Ali Muratoğlu da 17 Mayıs 1998'de İsmailağa Camii'nde sohbet sırasında silahlı saldırıya uğradı. Vücuduna yedi kurşun isabet eden Muratoğlu yaşamını yitirdi. Muratoğlu'nu caminin ortasında kurşun yağmuruna tutan, 30-35 yaşlarında, sarı sakallı, yeşil cüppeli saldırgan ise kaçmayı başarmıştı!
Hızır Ali Muratoğlu cinayetinde cemaat içi hesaplaşmaların etkili olduğu iddiası öne çıktı. Ancak olay kayıtlara adi bir cinayet olarak geçti.
Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yaşlanıp hastalanmasından sonra cemaat içinde etkinliğini artıran, Cüppeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün babası Yusuf Ünlü ise 18 Haziran 2001 'de İsmailağa Camiine giderken yolda silahlı saldırıya uğrayarak bacaklarından yaralandı.
Cami Mihrabında Linç
3 Eylül 2006'da İsmailağa Cemaati yine bir cinayet ve linçle Türkiye gündeminin ilk sırasına oturuverdi. Mahmut Ustaosmanoğlu'nun sağ kolu olarak nitelenen emekli imam Bayram Ali Öztürk, sabah namazının ardından Mustafa Erdal adlı kişi tarafından cemaatin gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü.
Saldırıyı gerçekleştiren Mustafa Erdal ise hemen orada cemaat tarafından linç edilerek öldürüldü! Olayın, istanbul Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına "Saldırgan, başını mihraba vurarak kendisini öldürdü" şeklinde yansıması akıllara bir kez daha "Her dönemde, iktidara yakınlığıyla bilinen tarikatın üyeleri korunuyor mu?" sorusunu getirdi.
Cemaat lideri Ustaosmanoğlu'nun amca çocuğu olan Abdullah Ustaosmanoğlu, haksız malvarlığı edindiği iddiasıyla hakkında dava açılmasından yıllar sonra, Bayram AH Öztürk'ün öldüğü hastanenin bahçesinde ortaya çıka. Ustaosmanoğlu bir yandan Öztürk'ün ölümüyle birlikte taşkınlık yapan müritleri yatıştırırken bir yandan da cemaat adına basın açıklaması yapan kişiydi.
İsmailağa Cemaati uzun yıllardır, cinayetler, linç girişimleri, saldırılarla gündemde. Olayların perde arkasına bakıldığında, kiminde cemaate engel olmak isteyenler çıkar, kimilerinde ise cemaatin her geçen gün büyüyen ekonomisini yönetecek güçler dengesinin kendi arasındaki hesaplaşması Muhafazakar ve din eksenli partiler için cemaatler neredeyse birer "demokratik kitle örgütü "dür. Aslında böylesi tüm partilerin derdi, cemaatin topluma hangi demokratik katkıyı (!) sağladığı değil, sandığına ne kadar oyunun yansıdığıdır. Onun için cemaatlerin siyasi partilerle kurduğu ilişkilerin boyutunun nerelere varabileceğini bir irdeleyelim.