Fethullah Gülen'e, Peygamberler Üstü Bir Mevki!
Merdan YANARDAĞ: Şimdi sanıyorum kendisi Kelime-i Şahadeti de değiştirdi; "La ilahe illallah" yeterlidir diyor. Bu gücü nereden alıyor, kendisini nereye koyuyor? Kutb-ul Aktab diye bir makamdan söz ediliyor. Nedir bu?
Nurettin VEREN: Bu makam çok enteresan ve bilinmeyen bir ifade. Süleyman Ateş bunu Hürriyet gazetesinde kendi köşesinde anlattı. Kalbinden geçen şey Allah tarafından yaratılan insan, anlamına geliyor. Yani ne düşünüyor , ne hissediyorsa, Allah olayları onun istediği istikamette yaratıyor. Bu şu demek Allah'a bile etkisi olan bir konuma sahip insan.. .
M.Y: Ne demek bu yani? Peygamberlikten daha etkili bir makamdan mı söz ediyoruz?
N.V: Daha o ilk tanıştığımız günlerden itibaren ilk talimatı şudur; bu arkadaşlarımız İseviliği ve Muhammediliği, Mehdiliği temsil edecek. Biz bunu şöyle algılıyorduk: Yani biz iyi Müslümanlar olarak, Hıristiyanları dahi etkileyecek kadar güzel insanlar olacağız. Bunu temsil ederken Hıristiyanlar dahi Müslümanlığa yaklaşacak. Bunda bir mahsur göremedik. "Arkadaşların bir kısmı elli yaşına kadar evlenmesin" dedi. Biz bunu da çok hizmet edebilmek için zaman ayırabilmek olarak algıladık.
M.Y: Talimata bağlı kalanlar oldu mu?
N.V: Tabii çok arkadaşım bağlı kaldı. Ben kalmadım, 22 yaşımda evlendim. Ama elli yaşından sonra evlenen çok arkadaşımı söyleyebilirim bu çekirdek kadro içerisinde. Sadece iki dinin temsilcisi olacak bir formatta olmak için böyle yapıldı. Şimdi bakın; biz Müslüman olduğumuz halde, Müslümanlığın yanı sıra niçin İseviliği de temsil edelim? İsevi Müslümanlar, Müslüman İseviler; bazı Müslümanlar şu anda Hz. İsa'nın inişini bekliyor.
M.Y: Amerikan'da Evangelistler, yani Hıristiyan köktendincileri, bugün ABD'yi yöneten neo-con'larla, yani yeni muhafazakarlarla bir ittifak halinde. Neo-consarvative hareketten söz ederken Amerika'yı yöneten fikirden söz ediyoruz aslında. Bunu söylerken aynı zamanda bugün dün-yayı savaş ateşine atan, Afganistan ve Irak'ı işgal eden, İran'a saldırmaya hazırlanan, Suriye'ye müdahaleyi tasarlayan bir fikirden ve bir siyasal oluşumdan söz ediyoruz. Bunlarla olan ilişkiyi meşrulaştırmak gibi bir amaç mı güdülüyor? Aynı taktik mi uygulanıyor?
N.V: Şimdi bu düşüncelere bir bakın, Amerika'dan önce Vatikan'a gitti. Bakın burada bile takiyenin çok açığını göreceksiniz. Eğer masum bir talebeye eğitim hizmeti veriliyorsa, burası bir üniversite hazırlık kursu ise, burası bir okul ise bunların beşinci katlan örgütün gizli toplantı yerleri olarak niçin kullanıldı? Bizim ilk karargâhımız Bozyaka'daki Yamanlar Koleji'nin beşinci katı. Şimdi vitrinde olayları kamufle edecek bir okul görüntüsü var. Masum bir okul. Yoksa başka bir yer tutulabilir. Fethullah Gülen herhangi bir villada kalabilirdi. Bununla hem talebeleri kendi hipnozu altında tutuyor hem de gizli toplantılara bir masumiyet ve kamuflaj sağlıyordu. Okul giriş çıkışlarındaki o kargaşalardan faydalanıp gizli toplantıların, para toplamaların olanaklı olmasını sağlıyordu. Bu "dine siyaset alet edilir mi"nin ötesinde, dine masum okullar bile alet edildi. Yani "devlet idaresi dinden bağımsızdır" derken en masum çocukların okulları dahi örgütün kamuflajı için kullanıldı.
Kaynakça
Kitap: Türkiye Nasıl Kuşatıldı? Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası
Yazar: Merdan Yanardağ, Nurettin Veren, Adil Serdar Saçan